27 Nisan 2017 Perşembe

JAVA NEDİR ?

JAVA NEDİR ?

Java, Sun Microsystems mühendislerinden James Gosling tarafından geliştirilmeye başlanmış açık kodlu, nesneye yönelik, zeminden bağımsız, yüksek verimli, çok işlevli, yüksek seviye, adım adım işletilen (yorumlanan-interpreted) bir dildir.
Java, Sun Microsystems'den James Gosling tarafından geliştirilen bir programlama dilidir (Sun Microsystem'in şu anda Oracle Corporation ile bağlı ortaklığı bulunmaktadır) ve 1995 yılında Sun Microsystems'in çekirdek bileşeni olarak piyasaya sürülmüştür. Bu dil C ve C++'dan birçok sözdizim türetmesine rağmen bu türevler daha basit nesne modeli ve daha az düşük seviye olanaklar içerir. Java uygulamaları bilgisayar mimarisine bağlı olmadan herhangi bir Java Virtual Machine (JVM)'de çalışabilen tipik bytecode'dur (sınıf dosyası).
Java'nın sık kullanılan sloganlarından biri olan, çevirisi "bir defa yaz, her yerde çalıştır" olan "write once, run anywhere" (WORA),Java'nın derlenmiş Java kodunun Java'yı destekleyen bütün platformlarda tekrar derlenmeye ihtiyacı olmadan çalışabileceğini ima eder. 2016 yılında bildirilen 9 milyon geliştiricisi ile, özellikle istemci sunucu web uygulamaları için olmak üzere, kullanımda olan en popüler programlama dillerinden birisidir.
Java ilk çıktığında daha çok küçük cihazlarda kullanılmak için tasarlanmış ortak bir düzlem dili olarak düşünülmüştü. Ancak düzlem bağımsızlığı özelliği ve tekbiçim kütüphane desteği C ve C++'tan çok daha üstün ve güvenli bir yazılım geliştirme ve işletme ortamı sunduğundan, hemen her yerde kullanılmaya başlanmıştır. Şu anda özellikle kurumsal alanda ve mobil cihazlarda son derece popüler olan Java özellikle J2SE 1.4 ve 5 sürümü ile masaüstü uygulamalarda da yaygınlaşmaya başlamıştır. Java'nın ilk sürümü olan Java 1.0 (1995) Java Platform 1 olarak adlandırıldı ve tasarlama amacına uygun olarak küçük boyutlu ve kısıtlı özelliklere sahipti. Daha sonra düzlemin gücü gözlendi ve tasarımında büyük değişiklikler ve eklemeler yapıldı. Bu büyük değişikliklerden dolayı geliştirilen yeni düzleme Java Platform 2 adı verildi ama sürüm numarası 2 yapılmadı, 1.2 olarak devam etti. 2004 sonbaharında çıkan Java 5, geçmiş 1.2, 1.3 ve 1.4 sürümlerinin ardından en çok gelişme ve değişikliği barındıran sürüm oldu. Java SE 8 ise Java teknolojisinin günümüz sürümüdür. 13 Kasım 2006'da Java düzlemi GPL ruhsatıyla açık kodlu hale gelmiştir.

Java programları nasıl çalıştırılır ?

Bir Java yazılımı şu şekilde geliştirilir;
  • Yazılımcı Java kodunu yazar.
  • Bu kod bir Java derleyicisi ile derlenir. Sonuçta "bytecode" adı verilen bir tür sanal makine kodu ortaya çıkar. Düzlem bağımsızlığını sağlayan bytecode'dur. Çünkü bir kere bytecode oluştuktan sonra yazılım sanal makine içeren tüm işletim sistemlerinde çalışabilmektedir.
  • Bu bytecode Java Sanal Makinesi (İng., Java Virtual Machine) tarafından işletilir. Bu aşama, her bir bytecode komutunun teker teker yorumlanması ile icra edilebileceği gibi, anında derleme kullanılarak da gerçekleştirilebilir.


Java ile İlgili Bazı Kavramlar

Nesneye yönelik yazılımlama mantığı;

Anında Derleme

Java ilk çıktığında bytecode işletme hızı çok iyi değildi. Yerine göre sistemin öz yazılımlarından 5-10 kat yavaş çalışıyordu. Bu nedenle bazı yazılım geliştirme şirketleri JIT yani "Just-in-time compile", "anında derleme" araçları üretmeye başladılar. Yapılan şey bytecode'u sanal makinenin kurulu olduğu gerçek sistemin diline anında derleme yaparak dönüştürmesiydi. Bu sayede verimde ciddi artışlar sağlandı. Ama 2000 yılından sonra geliştirilen sanal makinelerde (HotSpot gibi) JIT'in işlevi VM içinde yer almaya başlamış, işlemci hızı ve bellek miktarının dramatik biçimde artması ile dış JIT yazılımları popülerliğini kaybetmiştir. Bugün halen birkaç ürün (Excelsior JET gibi) pazarda bulunsa da genellikle bu yöndeki ihtiyaç azalmıştır.

Java API

Java API, Java yazılımlarında kullanılan yazılım kütüphanelerine genel olarak verilen isimdir. Java API ile disk, grafik, ağ, veri tabanı, güvenlik gibi yüzlerce konuda kullanıcılara erişim imkânı sunulur. Java API J2SDK'nın bir parçasıdır.

Atık Veri Toplayıcı

Atık veri toplama teknolojisi Java'dan önce de var olan ama Java ile adını duyurmuş ve yaygın olarak kullanılmaya başlanmış bir kavramdır. C++, C gibi dillerin en büyük engellerinden birisi dinamik bellek yönetimidir. Yazılımda gösterici (işaretçi; İng., pointer) kullanarak dinamik olarak bellek ayırdıktan sonra o bellek ile işiniz bittiğinde mutlaka ayrılan belleği bellek yöneticiye özel altyordamlar yardımıyla (delete, free vs.) iade etmeniz gerekir. Yoksa bellek sızıntısı (İng., memory Leak) oluşur ve bu bir süre sonra yazılımın ve işletim sisteminin beklenenden farklı davranmasına yol açabilir. Sızıntıların saptanması oldukça güçtür ve bulunması zor hatalara yol açar. Bu nedenle bugünün tüm büyük C ve C++ yazılımları az da olsa bellek sızıntısı içerir (işletim sistemleri dahil).
Atık veri toplayıcı sayesinde Java'da bir nesne oluşturulduktan sonra o nesne ile işiniz bittiğinde hiçbir şey yapmanız gerekmez: Sanal makine akıllı bir biçimde kullanılmayan bellek bölümlerini belirli aralıklarla ya da uyarlamalı yöntemlerle otomatik olarak temizler ve sisteme iade eder. Bu işleme çöp toplama (İng., garbage collection) adı verilir. Çöp toplama sistemlerinin yapısı oldukça karmaşıktır ve geçen yıllar içinde büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Çöp toplayıcının varlığı Java'da bellek sızıntısı olmayacağı anlamına gelmez, ama bellek sızıntıları daha ender olarak ve farklı şekillerde karşınıza çıkar ve genellikle tedavi edilmesi daha kolaydır.

Jar

Jar (İng. Java Archive), aslında bir tür sıkıştırma formatıdır. Jar ile derlenen Java kodları ile oluşan yazılımın paketlenip taşınması kolay bir hale getirilir. Jar dosyaları temelde bytecode blokları içerir. Jar dosyaları genellikle kütüphane oluşturmada ya da uygun biçimde hazırlanırsa işletim sisteminden doğrudan çalıştırılabiliecek bir şekilde kullanılabilir (Executable jar, işletilebilir jar) jar dosyalarının içeriğini sıkışıtırma yazılımları ya da java yazılım geliştirme araçları ile inceleyebilirsiniz. Java 1.5 ile yeni bir tür jar oluşturma metodu da kullanıma girdi. Pack200 adı verilen hiper-compression algoritması ile jar dosyaları daha küçük boyutlara indirilebiliyor. Ancak bu teknoloji daha çok ağ üzerinden yapılan transferlerde kullanılıyor. Daha fazla ayrıntı için buraya bakınız.

AWT ve Swing

AWT, ilk Java ile birlikte geliştirilen temel grafik arayüz oluşturma kütüphanesine verilen isimdir. AWT işletim sisteminin doğal grafik yapılarına erişimi sağlar. Ancak Java 2 platformu ile birlikte AWT yetersiz görülmüş ve çok daha geniş ve gelişmiş özelliklere sahip Swing kütüphanesi sisteme eklenmiştir. Özellikle çok platform destekleyen yazılımlarda kullanıcı arayüzü geliştirme aracı olarak swing halen önemini korumaktadır. Swing önceleri işletim sisteminin kullandığı donanım grafik hızlandırma araçlarını kullanmadığından yavaşlığı ile eleştirilere hedef olmuştu. Özellikle Java 1.4 ile Swing, hem genel olarak sanal makinenin hızlanması ve kısmen donanım hızlandırmayı kullanması ile bu kötü şöhretinden sıyrılmaya başladı. Java 5 ve 6 ile donanım özellikle OpenGL-DirectX kullanımı ve yeni arayüz gösterim şekli ile Java'nın masaüstü uygulama geliştirmede popülerleşmesi bekleniyor. AWT halen Swing'in bir alt katmanında, temel iki boyutlu grafik işlemlerinde kullanılmaya devam ediyor.

SWT

SWT Swing'e bir alternatif olarak IBM tarafından geliştirilen bir gösterim sistemidir. Swing'den en büyük farkı çalıştığı işletim sisteminin grafik kütüphanesi ve komutlarını kullanmasıdır. Bu nedenle SWT uygulamaları Swing'e göre çoğu yerde daha hızlı ve işletim sistemindeki diğer uygulamaları andıran bir şekilde çalışmasını sağlar. Swing'in Java 1.5 ile performans açığını kapattığı iddia edilse de SWT'nin de artık Java camiasında kabul görmüş bir sistem olduğu açıktır. SWT'nin dezavantajı ise Java'nin bir parçası olmamasıdır. Yani SWT uygulamaları SWT kütüphanesi ile birlikte dağıtılmaktadır. Ayrıca SWT farklı işletim sistemlerinde farklı olgunluk ve performansta işlemektedir ve özellikle Windows dışı sistemlerde henüz yeterince olgunlaşamamıştır. En bilinen SWT uygulamaları ünlü Java yazılım geliştirme aracı Eclipse ve BitTorrent uygulaması Azureus'tur.

HotSpot Teknolojisi

Sun tarafından geliştirilen Java sanal makinesi HotSpot adı verilen özel bir teknolojiyi içinde barındırır. HotSpot, yani "sıcak nokta", bir yazılımda sürekli olarak tekrarlanan ve üzerinden geçilen kod bölümlerine verilen bir isimdir. HotSpot sanal makinesi şu anda iki ayrı modda sanal makinenin çalışmasını sağlamaktadır: İstemci (Client) ve Sunucu (Server) modları. İstemci modunda bytecode büyük ölçüde daha başlangıçta JIT ile sistemin öz makine koduna dönüştürülerek işletilir ama çalışma anında daha fazla iyileştirme işlemi gerçekleştirilmez. Bir uygulamanın hızı istemci modunda zaman içinde bu nedenle değişmez. Sunucu modunda ise sanal makine başlangıçta bytecode'unu sistemin öz koduna dönüştürmekte acele etmez. Bu nedenle sunucu modu başlangıçta istemci modundan oldukça yavaştır. Yazılım çalışmaya devam ettikçe sanal makine yazılımdaki sıcak noktaları tespit edip bytecode'u sadece JIT ile makine koduna dönüştürmekle kalmaz, ayrıca oldukça yoğun bir iyileştirmeye de tabi tutar. Sonuçta sunucu modunda uygulamalar zaman içinde hızlanır, uzun soluklu uygulamaların bu nedenle sunucu modunda işletilmesi önerilir. Mustang kod adlı Java SE 6'da istemci modunda da benzeri bir teknolojinin kullanılması bekleniyor. Dolphin kod adlı Java SE 7'de ise bu iki mod arasındaki fark azalacağından sistemin tek modda çalışması bekleniyor.

Uygulamacık

Uygulamacık (İng., apple), uzaktaki sistem üzerinden indirilip internet tarayıcı üzerinde çalıştırılabilen Java uygulamalarına verilen isimdir. Java'nın son kullanıcılar tarafından tanınması uygulamacık sayesinde olmuştur dersek yanlış olmaz. Uygulamacıklar sisteme zarar veremeyecek bir şekilde tasarlanmıştır ve bugün özellikle oyun sitelerinde halen yaygın olarak kullanılmaktadır. İçerisinde uygulamacık olan bir sayfayı açmaya çalıştığınızda tarayıcınız otomatik olarak Java sanal makinesini çalıştırıp ekranın uygulamacığa ayrılan bölümünde uygulamanın çalışmasını sağlar.

WebStart

WebStart teknolojisi uygulama kurulum, güncelleme ve silme dertlerine deva olmak üzere tasarlanmış bir sistemdir. Özellikle Java 1.5 ile daha yaygın kullanılmaya başlayacağı tahmin edilen WebStart teknolojisi kısaca yazılımların uzaktan yerel sisteme güvenli olarak kurulmasını ve korumalı bir alanda çalıştırılmasını sağlar. Applet'lerin bir sonraki adımı olarak görülebilir. Bir WebStart uygulamasını kurmak için internet üzerindeki özel bir bağlantıya tıklamak yeterlidir. Sistem otomatik olarak WebStart sistemini çalıştırıp yazılımı Java cep belleğine indirir. İstenirse masaüstüne kısayol koymasını da sağlar. Daha sonra sistem çevrimiçi (online) ya da çevrimdışı (offline) olarak çalıştırılabilir ve uzaktaki yazılım güncellendiğinde otomatik olarak -istenirse- yerel makinedeki yazılımın da güncelenmesi sağlanabilir. Kullanıcının özel olarak izin vermesi halinde uygulama yerel sisteme erişim hakkı kazanabilir. Aksi takdirde WebStart uygulamaları sisteme yazma işlemi gerçekleştiremezler (yani virüs ve zararlı yazılım tehlikesini son derece aza indirger.)


24 Nisan 2017 Pazartesi

CPU Z NE İŞE YARAR


Özellikle bilgisayarınıza format attıktan sonra, hele ki anakart sürücüsü dosyalarını barındıran cd nizi de bulamıyorsanız işlemci ve anakart modelinizin ne olduğunu öğrenmek için kasanın içini açmaktan başka şansınız kalmayabilirdi. Taki Cpu-z programı yapılana dek.
Bu küçük yazılım boyundan büyük işler yapmakta. Çok kısa bir sürede bilgisayarınızın, işlemcisi, anakartı, önbellek ve ram miktarları ve çalışma frekansları konusunda sizi bilgilendiriyor. Yani işlerinizi oldukça kolaylaştırıyor.
Sonrasında anakart üreticisinin web sitesine girerek istediğiniz uyumlu kart ve chipsetlerin driverlarını bilgisayarınıza sorunsuzca indirip kurabilirsiniz.
CPU-Z Programı Ne İşe Yarar ?

Cpu-z programı ilk açıldığında sizi küçük bir pencere ile karşılar. Bu pencerede işlemcinizin (cpu nun) adı, kod ismi, teknolojisi, çalışma hızı, L1-L2 Cache bilgileri ve kaç çekirdek olduğu bilgilerini görebiliyoruz.
Anakartın adı, modeli, üretici firması, desteklediği slot ve grafik kart bilgilerini, sistemde takılı geçici hafıza (Ram) boyutunu, çalışma frekansını, kaç adet slotta takılı olduklarını, kullandıkları voltajı, L1-L2-L3 cachelerin detaylı açıklamalarını bulabilirsiniz.
Bu bilgileri özellikle yeni bir bilgisayar edindiğinizde ya da format atılmış ve anakart bilgilerini bilmediğiniz bir bilgisayarın chipset ya da sata driverlarını kurmak için ön bilgi toplamak amacıyla elde etmek gerekebiliyor. Ya da anakartınıza ram alacaksınız ama diğer ram slotundaki ram ile uyumsuzluk göstermemesi için çalışma frekansı farklı olmaması gerekiyor. İşte bu aşamada Cpu-Z devreye girerek sizi tüm bu bilgilere çok kısa bir şekilde ulaştırıyor.
Ayrıca programın boyutu oldukça küçük. 1.5 MB lik dosyayı flash belleğinizde rahatlıkla taşıyabilir ve çalıştırdığınız bilgisayarın tüm bilgilerine anında ulaşabilirsiniz.
Programın Kısayolları
F5 tuşuna basarak uygulamanın çalıştığı dizinde cpu.bmp , cache.bmp , mainboard.bmp ve memory.bmp isimlerindeki resim dosyalarında bilgisayar anakart, cpu ve ram gibi bilgileri kaydedebilirsiniz.
F6 tuşu mevcut bulunduğunuz sayfayı panoya kopyalar.

KAYIT DEFTERİ

kayıt defteri nedir: 

Registry: Registry, Windows’un kullandığıtüm bilgilerin sakladığıbir veri tabanıdır. Bu dosya REGistry EDITor (Kayıt Düzenleyici) sözcüklerinin kısaltılmışıdır. Bir programı çalıştırdığınızda, önce Registry’de önceden belirlenmişayarlara bakar ve sisteminize uygun olarak nasıl çalışacağını öğrenir.Hatta sisteminizi açtığınızda Windows’un bazı aygıtları tanıması için gerekli bilgilerde burada yer alır. 

Windows’ta WINDOWS dizininde regedit.exe doyası, Windows NT’de ise WINNT/SYSTEM32 dizininde regedit32.exe dosyası olarak yer alır. 

Registry bilgilerine, Windows 9x ile gelen kayıt düzenleyici (registry editor) programı ile ulaşır.Bu programı çalıştırmak için Başlat’ıve sonra da Çalıştır'ı tıklatınız, Aç kutusunaRegedit yazınız ve sonra da enter ya da Tamam'ı tıklatınız-
.

Kayıt Dosyaları

Windows 9x’i kurarken, donanım aygıtlarınız tanımlanır. Windows 9x Registry’sini oluşturan SYSTEM.DAT ve USER.DAT adlıiki dosyada saklanır. Bu dosyalar /Windows klasörü altındadır. SYSTEM.DAT bilgisayara özgü (Genelde Donanımla ilgili) bilgileri saklarken, USER.DAT kullanıcıya özgü bilgileri (Masaüstü Ayarları, kullanıcının seçtiği renk, çözünürlük vs.) içerir. 

Sisteminizi bir ağbilgisayarıgibi kurduysanız sisteminizi kapatırken farklıbir kullanıcı olarak oturum açma seçeneğini görmüşsünüzdür. İşte bu seçeneği kullanıp farklıbir kullanıcı ismi ile Windows 9x’i başlatırsanız, birden fazla kullanıcı tanımına sahip olusunuz. Böylece Windows 9x arabirimini farklışekillerde özelleştirebilirsiniz. İşte bu durumda farklı kullanıcılara ait USER.DAT dosyaları/Windows/profile/kullanıcıadı klasöründe saklanır. 

Windows işletim sistemi bu iki dosya ile ne yapar? Sisteminiz açılırken adım adım ‘boot’ sırasını takip ettiyseniz öncelikle sistem kayıtlarının ( System Registry) yüklendiğini göreceksiniz. Çünkü SYSTEM.DAT dosyası yazılımlarınızın sisteminizdeki çeşitli donanımlarla doğru şekilde anlaşılabilmesi için gerekli bilgileri içerir. 

Windows 9x başarıyla açılmışsa SYSTEM.DAT ve USER.DAT dosyalarının yedeklerini SYSTEM.DA0 adlarıyla yine /Windows klasöründe saklar. Windows 9x ile çalışırken registry sürekli olarak güncellenir. Sistemi kapattığınızda ise registry’deki bilgiler tekrar bu .DAT dosyalarına kaydedilir. Sistem dosyalarınızda Windows 9x’in tekrar açılmasını önleyecek bir bozukluk oluşmuşsa Windows 9x, .DA0 soyadlı yedeklere bakarak sisteminizi açar


Kayıt Yapısı ve Düzenleme 


Registry editörü görünüşaçısından olduğu gibi kullanılışaçısından da Windows ile beraber gelen dosya yöneticisi olan EXPLORER’e benzer. Sol tarafta anahtarlar ve sağ tarafta da değerler sıralanır. Veri bankasının çok karışık yapısınedeniyle editör içine birde arama fonksiyona entegre edilmiştir. Anahtar, değer verilere göre arama yapar. CTRL+F tuş kombinasyonu ile arama fonksiyonunu çağırabilirsiniz. 

REGISTRY editöründeki her dala Key (Anahtar) adıveriliyor. Her anahtarın altında alt-anahtarlar ve değerler yer alabiliyor. Bu alt anahtarların altında da başka alt anahtarlar ve değerler bulunabilir. Bu değerler üç çeşittir. STRING (Dize değeri), BINARY (İkili değer) ve DWORD olabilir. Bu değerler kullanım amacına göre değişiklikler gösterebilir. 

REGISTRY editöründe altıana dal bulunuyor. Her dal, sistem kaydındaki bilgileri gruplamak için kullanılır. Bu ana dallarıaçıklayalım: 


HKEY_CLASSES_ROOT: Bu dalda dosya türleri ve OLE (object linking and embedding- nesne bağlama ve gömme) hakkındaki bilgiler saklanır. OLE sistemini kullananuygulamalar bilgileri bu dalın alt dallarından alabilir. Bu klasörün yanındaki + işaretini tıkladığımızda karşımıza *.323 gibi dosya uzantılarıgelir. Burada hangi uzantının hangiprogramla bağlantısı olduğuna dair bilgiler tutulur. 

HKEY_CURRENT_USER: HKEY_USERS bölümünün, o anki aktif kullanıcı için ayrılmış ve ayarlanmış olan değerlerine buradan erişebilirsiniz. USER.DAT dosyasının içeriğindeki bilgiler burayla ilişkilidir. Kısaca Windows’u kullanan kişilerin kendi isteklerine göre yaptıklarıayarlarla ilgili bilgiler burada tutulur. 

HKEY_LOCAL_MACHINE: Bilgisayarınızda kurulu durumda bulunan bütün yazılım ve donanım bileşenlerinin bilgileri ve ayarları bu bölümde tutulur.Birden fazla donanım profili programlayabileceğiniz için o an aktif olan donanım ve yazılım ayarları HKEY_CURRENT_CONFIG bölümünde gösterilir.

HKEY_USERS: Bilgisayarın bütün kayıtlıkullanıcılarının özelleştirilmişayarları (Renkler, denetim masasıayarlarıvs.) bu bölümde kayıtlıdır. Windows 98 çoklu kullanıcı tarafından özelleştirilme seçeneğine sahiptir; ancak genelde DEFAULT adında tek bir kullanıcıdan söz edilir bu bölümde. O anda bilgisayarı kullanmakta olan kullanıcının özel ayarları HKEY_CURRENT_USER bölümünde gösterilir. 

HKEY_CURRENT_CONFIG: Bu dalda 0 anda aktif olarak kullanılmakta olan donanım ve yazılım ayarlarına gitmek için bu daldan ulaşabilirsiniz. 


HKEY_DYN_DATA : Bu dalda Windows 98 ‘in dinamik olarak değişebilen tak ve kullan (Plug-and-Play) ayarlarının ve değerlerinin gösterildiği bölüme ulaşmak için kullanılır. 

Registry Editor (Kayıt Düzenleyicisi); yani REGEDIT.EXE Windows 98’in bütün REGISTRY ayarlarınıgörüntüleme, silme veya değiştirme seçeneği içerir. Kayıt düzenleyicisini açtığınızda dikine ikiye bölünmüşbir uygulama penceresi ile karşılaşırsınız. Sol tarafta ağaç yapısı ve klasörler, sağ taraftaki bölümde ise o anda seçili durumda olan klasörün içinde yer alan değerler listelenir. 

7 Mart 2017 Salı

FOTO TRANSİSTÖR

FOTO TRANSİSTÖR
üzerine düşen ışık  kollektör emiter uçları arasındaki direnç değeri azalan elemandır.
genellikle bir yükün ışıkla kontrol edilmesinde anahtarlanma elemanı olarak kullanılır.
foto transistörler normal transistörler gibi PNP ve NPN olarak üretilir.

1 Mart 2017 Çarşamba

ROUTER (yönlendirici) NEDİR ?



router nedir ne ise yarar.jpg



Şimdi router nedir mesela iki farkı ağınız var. birisi ankara birisi istanbul. yada birisi network birisi internet (internet te büyük bir ağdır). bu iki network arasında köprü görevi gören cihazlara router deriz. bu artık ADSL yada KABLOYU paylaştırabilir yada uzak ağları (WAN) ları kullanıma sokabilir. yani ağa bir bilgisayar gibi takılan yada gerçekten bilgisayar olan iki farklı ağı bir kapıdan birbire gateway olarak bağlar. yani router in ip si gateway olarak yazılır ve mesela ankara daki muhasebe makinasına bağlanmak istenildi mesela istanbuldaki depo bilgisayarında ip paketleri direk gateway e gider oradaki router a yani. sonrada ben buraya gitmek istiyorum. router de peki gidelim der. karşı tarafın ip mesela 10.0.0.143 ise 192.168.0.25 olan depo dan yollanan paket 192.168.0.1 deki routere uğrar (bu arada router 192.168.0.1 adresi olduğunu varsaydık) router de onu ankara ya giden hat üzerinden (modem vasıtası ile) karşı tarafa bağlar. tabi karşıdada bir router (ve modem) var. bunu karşı router gelen paketlere bakacak muhasebe makinasını ip sine yönlendirecek yani 10.0.0.143 e. tabi ters iletişimde aynı şekilde oluyor. yani bir kablo ve bir router (ve modem yada iki bir cihaz) çifti ile uzak mesafeler hiç fark etmeden siz bişey anlamadan sanki yan odaya bağlanır gibi olur. yani bir hat ile iki ağı tek ağ gibi kullanabilirsiniz.

 paketlerini, bir ’ten başka bir ’e ileten cihazlara  denir.  cihazları networkler arasında adreslerin anahtarlamasında rol oynarlar ve bu anahtarlama işlemini mantıksal adreslere göre yaparlar.
Temelde router’lar aşağıdaki bileşenlerden oluşur;
  • ROM
  • RAM
  • Motherboard
  • CPU
Bu bileşenlere ek olarak üzerlerinde network ortamı ile iletişim kurmaları için gerekli olan interface’leride bulunur. Bunun dışında Router konfigürasyonunu yapmamızı sağlayan AUX ve Consoleportlarıda mevcuttur.
Console portunu kullanarak router’ı konfigüre etmek için rollover kablo gerekir. Bu kablo genelde cihaz ile birlikte gelmektedir.
AUX portu ise yine konfigürasyon için kullanılmaktadır. Ancak gerektiği takdirde aux portuna bağlanacak bir modem aracılığı ile router uzaktan da konfigüre edilmektedir.
Router’lar gelen paketleri yönlendirme aşamasında, üzerlerinde bulunan routing tablo’larını kullanırlar. Bu tablo’larda hedef network ve hedef network’e ulaşmak için paketin yönlendirileceği interface bulunmaktadır.
Router’lar interface’leri aracılığıyla bağlı bulundukları network’lerin gateway’leri konumundadırlar. Farklı networkler arasındaki iletişim routerlar aracılığıyla sağlandığı için, diğer network’lere gidecek paket’ler router’lar üzerinden gönderilir ve bu yüzden router’lar bulundukları networklerin gateway’leri olurlar.
Router’lar üzerinden yönlendirilecek paketler, oluşturulacak olan access control list’ler aracılığıyla filtrelenebilir. Access list konusunu ilerleyen makalelerimde ayrıntılı olarak ele alacağım.
Cisco router üzerinde bulunan routing table’ı görüntülemek için
Privileged exec modda iken “show ip route” komutunu kullanmamız gerekir.
Komut yardımıyla routing table’Inı görüntülediğimizde;
  • Route bilgisini hangi yolla öğrendiği
  • Hedef network ve maskeleri
  • Administrative distance değerleri (Route bilgisinin inanılırlığı)
  • Metric değerleri
gibi bilgileri elde ederiz.
Son

23 Şubat 2017 Perşembe

CD-ROM ve CD

Manyetik depolamada veri, dönen diskler üzerine  manyetik olarak kaydedilir. Optik depolamada  manyetik depolamaya benzer. Fakat okuma  ve kaydetme işleri ışın kullanılarak yapılır. Manyetik depolamaya örnek olarak sabit diskler ve disketler  verilebilir. Optik depolamaya örnek olarak CD-ROM’lar DVD-ROM’lar verilebilir. Manyetik depolama işleminde defalarca okuma ve yazma yapılabilirken Optik depolama salt okunabilir yada bir kez yazılabilir  durumdadır.
Manyetik ortamlarda verileri okumak için okuma ve yazma kafaları kullanılırken, optik ortamlarda disk yüzeyini tarayan lazer okuyucu kullanılmıştır.

2.CD YAPISI


CD (Compact disk) polikarbonat  bir levhadan 120mm çapında ve 1.2mm kalınlığında, üç katmanlı olarak üretilirler ve merkezlerinde 15mm çapında bir delik bulunur. Bu levha alüminyum alaşımı  olan  metalik bir filmle kaplanmıştır. Alüminyum film, CD-ROM sürücüsünün  bilgileri okuduğu kısımdır. Daha sonra levha, verileri korumak için polikarbonat bir kaplama ile kaplanmıştır. CD’ler tek taraflıdır.
Şekil 2.1: CD’lerin yapımı ve yapımında kullanılan polikarbonat malzeme
Şekil 2.2: CD’nin katmanları
Veriler CD üzerinde damgalanmış çukurlarda saklanmaktadır. CD üzerindeki bu çukurluklar ve düzlükler 1 ve 0 rakamlarına karşılık gelmektedir. CD’deki her bir  çukur  0.12 mikron derinliğinde  ve yaklaşık 0.5 mikron genişliğindedir. Çukurlar turlar arasında  1.6 mikron olan spiral bir iz üzerine  içten dışa doğru damgalanmıştır. Bu da inç başına yaklaşık olarak 16.000 iz yoğunluğuna denk gelir. Çukurlar ve düzlükler 0.9’dan 3.3 mikron uzunluğuna kadar değişir. İz diskin iç tarafından başlar ve kenara 5mm yaklaşana kadar devam eder. CD üzerindeki bilgi spiralinin uzunluğu 5 km’ye kadar çıkmaktadır.
Şekil 2.3: CD yüzeyindeki çukur ve düzlükler
Şekil 2.4: Bilgilerin saklandığı spira
Şekil 2.5: Bilgilerin CD üzerindeki yapılanması

3.CD-ROM’UN YAPISI


CD sürücülerinin görevi CD üzerindeki bilgileri bulmak ve okumaktır. Her ne kadar bilgilerin boyutu çok ufak olmasına karşın CD sürücüler bunları hatasız okumayı başarır.
Şekil 3.1: CD-ROM’un iç yapısı
CD-ROM  temel olarak dört parçadan oluşur. Kurşun bir kutu içine yerleştirilmiş olan bu dört parçadan üç tanesi motordur. Bunlar;
1. Lazer okuma/yazma kafası
2. Kafa taşıyıcısı
3.Şaft  motorları
4.Elektronik kontrol kartı
5.Kablo ve bağlantı noktaları
6.Mekanik yükleme sistemi

3.1. Lazer Okuma/Yazma Kafası

Şekil 3.2: Lazer okuma yazma kafası
İki çelik Ray üzerinde hareket eden lazer kafası CD üzerinde istenilen yere hareket eder. Okuma mekanizması da yansıma prensibi üzerine kurulur. Lazer kafası CD’ye çok yakın bir şekilde hareket ediyor ve lazer ışığı demetini dik bir açı ile veri spirali üzerine gönderiyor.

3.2. Kafa Taşıyıcısı

Şekil 3.3: Kafa taşıyıcısı

3.3. Şaft  Motorları

3.3.1. Göbek şaft motoru

Şekil 3.4: Şaft motoru
CD üzerindeki bilginin konumuna göre CD-ROM’un değişik hızlarda dönmesini sağlar.

3.3.2. Kapak  motoru

CD-ROM sürücüsüne CD  takip çıkarmak için içeri girip çıkan mekanizmayı hareket ettiren motordur.

3.3.3. Kafa taşıyıcı motor

Lazer kafayı ileri geri hareket ettiren bir motordur. Lazer kafa taşıyıcısını hareket ettiren bu motor, uzun bir vida benzeri mile bağlı olan dişlileri döndürerek bu işlemi gerçekleştirir.

3.4. Elektronik Kontrol Kartı

Elektronik kısma dahil olan parçalar, motor kontrolleri, hata düzeltme bağlantı noktası ve diğer olması gereken hassas kontrolleri sağlar. Tüm motorların hareketini ve kontrollerini sağlar. Aynı zamanda CD üzerindeki bilgileri digital sinyallere çevirerek bilgisayara gönderir.

3.5. Kablo ve Bağlantı Noktaları

CD-ROM’ların arkasında güç girişi, ses kartı bağlantısı için ses çıkışı ve data kablosu girişi bulunur. CD sürücüler, IDE (Integrated Drive Electronic) ve SCSI (Small Computer System Interface) başta olmak üzere  çeşitli arayüzlerle üretilirler. Genellikle IDE arabirimi kullanılır. Aynı zamanda IDE kablosuyla  başka bir  CD-ROM  veya harddisk bağlanacaksa  bu ayarların yapıldığı jumper ayarları bulunur.
Şekil 3.5: CDROM sürücüsünün bağlantı noktaları

3.6. Mekanik Yükleme Sistemleri

CD-ROM sürücüsüne CD yüklemek için kullanılan farklı üç mekanizma bulunmaktadır. Bunlar;
  1. Tepsi (tray)
  2. Kılıf (caddy)
  3. Yuvadır (slot)

3.6.1.Tepsi

Günümüzde en çok kullanılan mekanizmadır. Stereo müzik sistemlerinde kullanılan mekanizmaya benzer. Diski her kullanışta elle tutulması gerekir. Bu ise CD’nin yıpranmasına neden olur. Tepsi mekanizması açıkken kolaylıkla zarar görebilir.
Şekil 3.6: Tepsi Mekanizması

3.6.2.Kılıf

Kılıf sistemi, CD’nin  metal kapaklı bir kılıf içine koymasını gerektirir. Kılıfın, CD’yi koymak için açılan menteşeli bir kapağı vardır. CD ‘nin bulunduğu kılıf diske yerleştirildiğinde sürücü kılıfın alt tarafındaki metal kapağı açar ve buradan lazer ile CD’ye ulaşır. Kılıf kapalı olduğundan diskler kullanımdan kaynaklı zararlardan korunur.

3.6.3.Yuva mekanizması

Bu sistemde disk yuvaya kaydırılır ve mekanizma bunu tutarak içeri çeker. Bir seferde bu şekilde birçok CD yüklenebilir.

4.CD-ROM’UN ÇALIŞMA PRENSİBİ


Şekil 4.1: CD-ROM sürücüsüne MSCDEX ile erişilmesi
CD-ROM sürücü olan her bilgisayar MSCDEX programını kullanır. MSCDEX AUTOEXEC.BAT dosyası ile başlatılır. MSCDEX bir TSR programı olmasının yanında, DOS’un network cihazlarına bağlanmasından sorumlu director’e ulaşmasını sağlar. CD-ROM cihazları DOS altında bir harf ile temsil edilir. Genellikle D harfi ile temsil edilir.

AHAL
Görevi
15H00HSistemde kurulu CD-ROM sayısı
15H08HCD-ROM’dan bilgi okumak için
15H09HCD-ROM’a bilgi yazmak için
15H0BHCD-ROM sürücüsünü kontrol etmek için
Tablo 4.1: MCSDEX’in fonksiyonları
CD-ROM sürücüsünün asıl görevi verileri okuyup yazmaktır. MSCDEX  INT 2FH kesmesiyle birlikte  08 değerini DOS’a gönderir.
Bu değer göre DOS da INT 25H kesmesi ile CD-ROM’dan okuma işlemini gerçekleştirir. CD-ROM üzerindeki her sektör 3.234 bayttır. Fakat bunları 2.352 (yaklaşık 2KB) baytı kullanılabilir verilerdir. Geriye kalan 882 baytı hata bulma ve düzeltme, 92’si de kontrol baytıdır. Bu yüzden veri aktarımında kullanılacak tampon’da 2KB olmak zorundadır.
CD sürücüsü kesmeyi aldıktan sonra CD üzerindeki verileri okuyabilmek için 850 nm dalga boyunda düşük güçlü bir lazer ışın demetini CD yüzeyine dik bir açıyla gönderir. Bu lazer ışını demeti polikarbonattan yapılmış kaplama malzemesini aşarak içteki alüminyum tabakaya çarpar. Bu tabaka üzerindeki spiral üzerinde çukur (pitler) ve düzlükler vardır. Çukur ve düzlükler minimum uzunluğu 3 bit maximum uzunluğu ise 11 bittir. Bu sebepten dolayı 0 ve 1’lerin bütün kombinasyonlarını temsil edilemez. Düzlüklerden çukurlara yada çukurlardan düzlüklere geçiş 1 ile temsil edilir. Çukur ve düzlükler ise 0 olarak temsil edilir.
Şekil 4.2: 1 ve 0 bilgisinin çukur ve düzlükleri kullanarak sıralanması
Şekil 4.3: Ses CD üzerindeki 0 bilgisinin okunması
Resim 4.4: Ses CD üzerindeki 1 bilgisinin okunması
Mikroişlemciden komut alan servo motor da yansıtıcı aynayı  CD-ROM üzerindeki doğru ize yönlendirir. Işın çukurlardan güçlü, düzlüklerden ise zayıf şekilde yansır. Yansıyan ışın mercek yardımıyla toplanır ve odaklanarak mercek’ten yansıtılır ve ışın ayırıcıya gönderilir. Işın ayırıcı mercek son olarak ışını elektrik sinyallerine çevrilmesi için sensörlere gönderir.
Şekil 4.5: CD-ROM sürücüsünün çalışması
Algılayıcı (sensör) çukur  ve düzlükleri direk  olarak dijital bilgilere çeviremez. Bunun  için EFM tabloları kullanılır. Bu tablolarla 8 bitlik veriler 14  bitlik verilere çevrilir. EFM tablolarında 2 tane 1 biti 11 tane 0 biti yan yana gelmez.

Değer8 bitlik14 bitlik
00000000001001000100000
10000000110000100000000
20000001010010000100000
30000001110001000100000
40000010001000100000000
Tablo 4.2: EFM tabloları
EFM (Eight to fourteen modulation) dönüşüm tabloları  her  CD-ROM sürücüsünün kontrol kartında yer almaktadır. CD-ROM sürücü bu dijital verileri veri kanalına yerleştirir.

5.CD-ROM OKUMA/YAZMA TEKNOLOJİLERİ


5.1. Sabit Doğrusal Hız (Constant Linear Velocity-CLV)

CD sürücüler, verileri CD’nin her noktasında aynı doğrusal hızla okumasıdır. Buna göre CD, iç iz bölgesi okunurken daha yavaş, dış iz bölgesi okunurken daha hızlı dönmelidir. Mesela CD’nin en iç kısmında 800 devirle dönerken okuduğu veri miktarı, CD’nin en dış yüzeyinde 800 devirle okuduğuyla aynı olmayacaktır. CLV tekniğinde, iç kesimde 800 devirle dönerken, CD’nin dışına doğru ilerlerken veri aktarım hızı azalacağından bu devir sayısı yükselerek 5000-6000 devire kadar çıkabilir

5.2. Sabit Açısal  Hız (Constant  Angular  Velocity-CAV)

CD sürücüler verileri, CD üzerindeki fiziksel konumuna (iç iz ya da dış iz) bağlı olarak farklı hızlarda okumasıdır. Yani diskin kenarlarına yakın olan izleri, merkezine yakın olan izlerden daha hızlı okumasıdır. CD sabit bir hızda döner.

5.3. Truex (Multibeam)

Sabit aktarım hızı sağlamak için birden fazla lazer kullanılan bir yöntemdir. Düşük dönme hızını korurken, aktarım hızını geliştirmek için aynı anda  okuma yapan  yedi adet lazer  kullanır.
Şekil 5.1: Truex (Multibeam)

6.CD-ROM SÜRÜCÜSÜNÜN PERFORMANSINI ETKİLEYEN ETMENLER


  1. Veri aktarım hızı
  2. Erişim süresi
  3. Önbellek
  4. DMA (Doğrudan Bellek Erişimi)
  5. Arabirim

6.1. Veri Aktarım Hızı

Veri aktarım hızı, belli bir zamanda  sürücünün ne kadar veriyi  CD’den okuyup bilgisayara aktarabildiğini gösterir. CD-ROM sürücülerinin hızları X ile gösteriliyor. Temel olarak müzik setlerinde kullanılan CD’yi 210 ile 539 devir arası döndürebilen CD playerların hızı 1X olarak kabul edilir. Teoride 1X  saniyede 150 KB veriyi transfer eder.
CD’ler sabit doğrusal hız (CLV) formatında kaydedilir. 2X hızlı bir CD sürücü 300KB/sn aktarım hızına ulaşır.

CD sürücü Hızı       Veri Hızı (KB/s)
1x150
2x300
3x450
16x2400
2x4800
48x7200
52x7500
100x15000
Tablo 6.1: CD-ROM sürücü ve veri aktarım hızları
32X’lik bir sürücünün veri aktarım hızı 4800KB/sn’dir (Tablo 6.1.). Bu hız CD plakasının en dış spiralindeki veri aktarım hızıdır. CD plakasının iç kısımlarında ise bu hız 12x-16x’e kadar düşmektedir.

6.2. Erişim Süresi

Erişim süresi, sürücünün okuma komutu almasıyla ilk veri bitini okuması arasındaki gecikmedir. Bu süre milisaniye cinsinden ölçülür. Gerçek erişim süresi ise tamamen verinin disk üzerinde bulunduğu yere bağlıdır. Okuma mekanizması diske yakın bir yerde ise erişim süresi daha kısa olur.

CD sürücü HızıErişim sürücüsü
1x400
2x300
8x-12x100
16x-24x90
32x-52x85’tendaha düşük
Tablo 6.2: CD-ROM sürücülerin erişim süreleri

6.3. Önbellek

CD sürücüler üzerinde bir tampon bölge bulunur. Sıkça okunan ve en son okunan  veriler bu kısımda  geçici olarak tutulur.
Önbellekler, sürücü kontrol kartı üzerine yerleştirilmiş hafıza çipleridir. Verileri bilgisayara göndermeden önce sıraya koyar. Önbelleğin en önemli avantajı bilgisayarın veriyi sabit hızda almasını sağar.

6.4. DMA (Doğrudan Bellek Kullanımı)

IDE arabirimi işlemciye yük binmesini ve hız artışını sağlamak amacıyla DMA adı verilen hafıza kanalları kullanır. DMA  modları  kullanılarak   işlemci tamamen boşta kalır. Böylece işlemcin diğer işlemleri yapması için  daha fazla imkan olur.

6.5. Arabirimler

Bir CD-ROM sürücünün bilgisayara olan fiziksel bağlantısıdır. Arabirim sürücüden bilgisayara giden veri  hattıdır. Sisteminize CD- ROM’u bilgisayara bağlamak için kullanılan dört farklı arabirim vardır.
  • SCSI\ASPI (Small computer system interface\advenced SCSI programming interface)
  • İDE\ATAPİ (İntegrated drive electronics\Atattachment packet interface)
  • Parelel port
  • USB Portu
Bunlardan en en çok kullanılanları IDE\ATAPI ve SCSI\ASPI’dir.

6.5.1. IDE\ATAPI

En çok kullanılan arabirimdir. Genellikle kişisel bilgisayarlarda kullanılır. ATAPI, SCSI\ASPI komutlarını IDE\ATA birimine uyarlayan   bir yazılım arabirimidir.
SCSI\ASPI’ye göre hızları daha yavaştır. Fakat DMA modlarını kullanarak CD-ROM  sürücüsü için gerekli olan hıza ulaşırlar.

6.5.2. SCSI\ASPI

SCSI\ASPI ise birçok farklı çevre birimlerinin iletişim kurmalarını sağlayan özel bir arabirimdir. Birçok çevre biriminin tek adaptör kartı ile  desteklenebilirliği ve işlemciyi meşgul etmemesi nedeniyle, sunucu bilgisayarlarda  daha çok tercih edilir. SCSI’lerin en büyük dezavantajı, ayrı karta ihtiyaç duymasıdır.

7.CD  STANDARTLARI


CD’ler ikilik bit değerleri olan  0 ve 1’ler kodlanarak doldurulur. Bu rakamlarla mantıklı bir organizasyon oluşturularak kodlama gerçekleştirilir. Bu kodlamalar için değişik standartlar geliştirilmiştir. Bu standartlardan bazıları şunlardır:
  • CD
  • CD-ROM
  • CD-ROM  XA
  • CD-I
  • CD-MO
  • CD-R
  • CD-RW
  • Video CD
  • Photo  CD
Günümüzde en yaygın kullanılanları CD-R ve  CD-RW’dir.

7.1. CD-R

Compact Disk -Recordable’in  kısaltmasıdır. Üzerine sadece  bir kere veri yazılabilir. Burada veri kısmı “dye” adı verilen organik renkli bir maddeden oluşuyor. Bu madde CD’nin de rengini belirtiyor. Bu madde çoğunlukla yeşil, mavi, ya da altın rengindedir.
CD yazıcı, veriyi lazer ışınlarıyla yazıyor ve bu işlem sırasında 300 celsius’luk bir ısıyla ışın renkli yüzeye düşüyor, bu sayede bu kısımda bir derinleşme gerçekleşiyor, yani  çukurlar oluşuyor. Böylece veriler CD yüzeyine yazılmış oluyor.
CD-R’ üzerine 74 dakikada ses veya 700MB  data kayıt yapılabilir.

7.2. CD-RW

Compact  Disk-ReWriteble’in kısaltmasıdır. Birden fazla yazılıp silinebilen CD’lerdir. CD-RW’lerin yapısı  gümüş-indiyum-antimon-tellür alaşımından oluşur. CD-R’de olduğu gibi bunda da metal yansıtıcı bir yüzey üzerinde renkli bir kısım bulunmaktadır. CD-RW’deki renkli kısım iki farklı tipi bir arada bulundurabiliyor. Kristallin ve Amorph. Kimyacılar kristalleşmeden katılaşan sıvılara amorph adını veriyorlar. Örneğin, Cam. Renkli tabakadaki amorph kısımları ışını yansıtmadan geçirir. Geçen ışık ancak metal kısımdan yansıyarak geri döner. Kristallin kısımlar ise lazer veriyi okurken yansıtır. Kristallin ve amorph iki farklı yansıtıcı yüzey oluşturur ve bu sayede dijital veriler birleştirilir. CD-RW’nin yazılması sırasında yazıcı renkli yüzeye yoğun lazer ışınları yollamaktadır. Bu esnada ısı 500 celsius’u bulabilir. Bu işlemden hemen sonra renkli madde hemen soğumakta ve amorph bir duruma gelmektedir.
CD-RW’de gibi CD’yi eski haline döndürmek mümkündür. Amorph bölgeler 200 celsius’a kadar tekrar ısıtıldığında daha yavaş soğuyarak kristalleşiyor ve veri siliniyor. Ve CD-RW tekrar yazılmaya el verişli hale geliyor.

Hazırlayan
Onur Bülbül